20 Şubat 2010 Cumartesi

Sümerler de Müzik 1







İlkçağ uygarlıklarıyla ilgili müzik konusundaki bilgiler çok fazla aydınlatıcı olmamakla birlikte son yıllarda ortaya çıkan bulgularla eksik kalan kısımlar tamamlanıyor.

İlk çağ uygarlıklarından Sümerlerin hemen her alanda olduğu gibi müzikte de yaptıkları bir çok şey var. Ancak bu anlamda elimizdeki en yetkin kitaplardan bir tanesi YKY tarafından çıkarılmış Türkiyenin en iyi müzikologlarından biri olan Evin İlyasoğlu nun Zaman İçinde Müzik adlı ansiklopedisidir.

Bu ansiklopediden Sümerlerin müzik yaşantısıyla ilgili bilgileri olduğu gibi aktarmak istiyorum.

Sümerler (İ.Ö. 4000-2300 ) Güney Mezopotamya da yaygınlaşan kültürleriyle, ekonomik örgütlenmede, yazıyı bulmada, yasalar çıkartmada, mimari ,matematik ve astronomi dallarından öncü olmuşlardır.

Site devletleri , rahip kralları , sulama yöntemleri, altın ve gümüşten değerli eşyaları, alçı tabletlere ve papirüse yazıp sakladıkları tılsımlı ilahilerle yaygın bir uygarlık yaratmışlardır.

Sümer Uygarlığını sürdüren Babil Krallığı ( İ.Ö.2500) aynı yörede etkin olmuş, ticarette ve savaş sanatında büyük ,ilerlemeler göstermiş; bu dönemde bilimsel gelişme, sanatsal gelişmenin önünde gitmiştir.

Sümer ve Asur kabartmalarında Mısır çalgılarına ek olarak santur benzeri iki değnekle çalınan bir çalgıya ve bağlama türündeki saplı çalgılara rastlanır.

Flüt, lir, arp, kamış düdükler ve davullarla sonradan ortaya çıkan trompetler, hemen hemen ortak çalgılardır.

Bütün bu uygarlıklarda müzik hem dinsel tapınma törenlerine özgü gizemli bir güç taşır, hem de şarap ve aşk gibi dünyasal zevklerin sesidir.

Zaman İçinde müzik sayfa 3-4

...............

Gördüğünüz gibi ilk basımı kasım 1994 yılında gerçekleşen ülkemizin müzik anlamındaki tek ansiklopedisinde bu konuyla ilgili başka bilgilere rastlayamazsınız.

Bu bilgiler sizi tatmin eder yada etmez ama sonuçta yetinmek zorundasınız.

Oysa bu ülkede tüm dünya tarafından kabul gören bir Sümerologumuz vardır.

Bildiğiniz gibi bu hepimizin yakından tanıdığı Muazzez İlmiye Çığ dır.

Bu ülkenin müzikologları ne yazık ki kapısını bir kez olsun çalmamıştır.Son derece kısıtlı bir bilgiyle müzik tarihi gibi gerçekten büyük bir araştırmayı ve aslında ilgili kişi için dünyada ayrı bir keyif olan çalışmayı gerektiği gibi yapmamışlardır.

Bir müzik eğitimcisi olarak bu anlamda müzik tarihçilerimizi gerçekten esefle kınıyorum.

Çünkü bu bilgiler yanlış bilgiler olmamakla birlikte eksik bilgilerdir.

Şimdi bu eksik kalan kısımları tamamlamaya çalışalım.

Ne yazık ki ben de dahil olmak üzere yıllarca elimdeki bilgilerden yola çıkarak öğrencilerime bu konularda eksik bilgi sunmak zorunda kaldım. Bu anlamda geçmişe dönerek tüm öğrencilerimden sanırım özür dilemeliyim.

Bu yıl belki de hayatımdaki en onurlu günü yaşayarak sayın Muazzez İlmiye Çığ ile birlikte bu konuyla ilgili yine onun önderliğinde sahip olduğum bilgileri tartışabilme imkanı buldum...

Elimden geldiğince bu bilgilerin müzik adına, tarih adına , gerçeklik adına geniş kitlelere ulaşması görevim diye düşündüğümden sizlerle paylaşmak istiyorum.

Ülkemizin en büyük onur kaynaklarından biri olan Muazzez İlmiye Çığ bu anlamda kendisine düşen görevi diğer görevleriyle birlikte yerine getirmeye çalışıyor , en kısa zamanda bu konu da yeni bir kitabının çıkabileceğini düşünüyorum.

Sümerler bu ansiklopedi de anlatılan kısa bilgilerin ötesinde büyük bir uygarlıktı. Ve doğal olarak ta müzik hepimizi şaşırtacak kadar gelişmiş durumdaydı.

Yine uzun soluklu bir yazı olacağından bölümlere ayırarak bu konuyu aktarmaya çalışacağım.

Şimdilik var olması sebebiyle sayın Muazzez İlmiye Çığ a duyduğum büyük şükran ve sevgiyle bu bölümü kapatıyorum.

P9120290

sanem uçar

8 yorum:

  1. Çok iyi bir yazı ve sizi büyüten bir fotoğraf.
    Teşekkürler, paylaştığınız için!

    YanıtlaSil
  2. Ben ise biraz kıskandım, devamı çok daha ilginç olacağa benziyor, bilmediklerimizi şimdiden merak etmeye başladım:)

    YanıtlaSil
  3. kalan son Cumhuriyet kızlarından birini burada görmek çok güzel-hiçbir şekilde yıkılmayacak değerler inşa eden bu güzel insanların yaşadığını görmek yaşamı daha katlanılabilir kılıyor..

    YanıtlaSil
  4. Bu yazınızın devamını heyecanla bekliyorum,

    Muazzez Hanım ile buluşmanızın ardından o günlerde bana anlattıklarınızı da en ufak detayına kadar buradan okuyarak,hatırlamış olacağım duygusu şimdiden son derece keyif veriyor bana.

    Güzel projelere imza atmanız dileğiyle...

    YanıtlaSil
  5. muazzez hoca'yı gördüm bir sevindirik oLdum sormayın :)

    YanıtlaSil
  6. Sümerlerin, Hititlerin ve Troyalıların Türk olduğu gerçeklerini göz ardı etmeden analiz edersek, Anadolu ve Mezopotamya topraklarındaki kültür, bu bölgede yaşayan Yunan, Pers ve Doğu Roma İmparatorluklarına rağmen etkileşimleri hala devam etmektedir.

    YanıtlaSil
  7. Bu konu da çok iddaalı konuşmaktan kaçınıyorum. Sonuç ta ben bir müzik eğitimcisiyim ve müzik tarihi eğitimi de almış olduğumdan işin müziksel tarafına bakmam benim açımdan çok daha doğru olur.

    Bu topraklar her anlamda son derece bereketli topraklar. Bir çok medeniyetin izlerini görebilmek bizler için büyük bir şanstır. Keskin bir sınırla o şudur bu budur diye ayırt edebilme şansımız ne yazık ki müzikte söz konusu değildir. Çünkü müzik tam anlamıyla kimseye mal edilemiyecek şekilde bir evrenselliği içinde barındırır.

    Bu yazı dizisinde benim amacım bu topraklar da batıdan çok daha önce müzikle ilgili olguların var olduğunu kanıtlamaktan başka bir şey değildir. Ne yazık ki batı hemen herşeyin öncüsü olarak kendilerini görürken bu topraklar batıdan çok daha önce bir çok güzel şeylere imza atmış toprak parçasıdır.

    Etkileşim ise mutlak olduğundan bu topraklarda yaşayan her uygarlık birbirine bir şeyler vererek zenginleşmesine sebep olmuşlardır.

    YanıtlaSil
  8. Aradan geçen bir buçuk yıldan sonra gördüğüm cevap metnine istinaden;

    Akademisyenlerin iddialı konuşmaktan kaçınması, insanoğlunun, bilgiyi ortaya çıkartmasını ciddi anlamda geciktirmektedir. Muazzez İlmiye Çığ' ın bir akademisyen olmaması, Türklerin soyunu Sümer' e dayandırmasında bir engel teşkil etmemektedir. İşin doğrusu akademisyenlerden hoşlanmamamın nedeni de genelde bilgiye yaklaşımlarındaki bu katı tutumlarından kaynaklanıyor. Sümer' deki müzik, muhtemelen ardıllarını etkilemiş olmalı. Ama dediğiniz gibi müzik konusunda yazılı bir dizgi bulunmadığı için (belki de bir takım yazılı metinler çözülemediği için) şu ya da bu demek söz konusu olamıyor. Ama ben bir akademisyen gibi düşünmediğim için, hayallerimin sınırı, kanıtlanmış bulguları birleştirmekle sınırlı değil. İçerisinde kanıtlanmamış, ama doğru olabileceği bir çok akademisyence ya da görüşlerine değer verdiğim kişilerce onaylanan bulguları da içermektedir. Bunlardan en önemlileri de Sümerler ve ardılları olan Hititler, Troyalılar ve Etrüsklerin Türk oldukları gerçeğidir.Fatih Sultan Mehmed, Mustafa Kemal Atatürk, Manfred Korffman, Samuel Noah Kramer, Muazzez İlmiye Çığ, Cevat Şakir Kabaağaçlı ve Azra Erhat' ın bu konulardaki düşünceleri, Türklerin geçmişini sorgulamada benim için yeterli referanslardır. Bu bulguların içerisine Homeros' un mitolojisini (isterseniz siz masal diyebilirsiniz buna, çünkü bir çok akademisyen ya da eğitmen böyle der) de eklediğim zaman, ilk gitarın Hermes tarafından, ilk flütün ise Athena tarafından icat edildiğine inananlardanım.

    Batı dediğimiz Avrupa' nın, her şeyi kendisine mal etme çabaları boşunadır. Roma İmparatorluğu' ndan önce o toprakların bakir olduğunu cümle alem bilmektedir. Avrupa' ya ilk medeniyeti getirenin, Troya' dan kaçan Lidyalılar olduğunu Orta Çağ Avrupası' nda bütün soylular bilmekteydi. Bakmayın 20. ve 21. yüzyıllarda bu konuların dile getirilmemesine. Avrupa çevresindeki bazı camialar ve Vatikan, Türklerin geçmişini saklama derdine düştükleri için son iki yüzyıldır bu konuda ciddi çaba gösterdiler. Ancak internet denilen bilgi sağlama aracı, sınırlı sayıda ulaşılabilen kitaplara göre, bilgiye daha hızlı ulaşmamıza aracılık ettiği için, batının bu çabaları da yakın bir gelecekte tarihe gömülecek ve bize yutturduğu tarihin, yalanlarla dolu olduğu ortaya çıktığında, -insanoğlunun doğası gereği, yalanlara tepki olarak- batıya olan güveni ciddi bir biçimde sarsılacaktır.

    Bu arada Kırım Tatarı hemşehrim Muazzez Hanım ile tanışmış olmanız çok büyük bir onur. İnşallah bu onura bir gün ben de erişirim. Ancak üzülerek görmekteyim ki, sevgili Muazzez İlmiye Çığ' da batının uydurduğu yalan tarihe (belki de yaşı gereği) ciddi bir şekilde inananlardan birisi. Ancak bu bile ona çok değer verdiğim, saygı ve sevgi duyduğum gerçeğini değiştiremez.
    Saygılarımla,

    YanıtlaSil

yorumunuz incelendikten sonra yayınlanacaktır